“I love NY” logosu nasıl dünya çapında yayıldı

“I love NY” logosu nasıl dünya çapında yayıldı

Bazen öyleisne aldığımız notlar, çizdiğimiz taslaklar tüm dünyaya yayılan bir akım haline gelebilir. Bunun en enteresan örneklerinden birisi de “I love New York” Logosudur “I Love NY” logosu oldukça ikonik ve ilginç bir geçmişe sahipmiş. Logo, 1977 yılında grafik tasarımcı Milton Glaser tarafından New York Eyaleti’nin turizmi artırmak ve şehir sakinlerinin moralini yükseltmek amacıyla başlattığı bir reklam kampanyası için tasarlanmış. 1970’lerin ortalarında, New York şehri yüksek suç oranları ve ekonomik zorluklarla mücadele ediyormuş. Bu dönemde, New York Eyaleti Ekonomik Kalkınma Departmanı, turist dostu bir kampanya oluşturmak için reklam şirketi Wells Rich Greene ile iş birliği yapmış. Kampanyanın merkezi bileşenlerinden biri olan “I Love New York” sloganı, şehrin imajını iyileştirmeyi hedeflemiş. Milton Glaser, logoyu tasarlarken bir taksi yolculuğu sırasında bir zarfın… Okumaya Devam Et

Haz ve Mutluluk arasındaki ayrım ve/veya bağlantı. Haz için mutluluğu terkettik

Haz ve Mutluluk arasındaki ayrım ve/veya bağlantı. Haz için mutluluğu terkettik

Dün akşam bir video izledim. Videodaki kişi 1 dakika içinde Haz ve Mutluluk arasındaki ayrımı ve bağı müthiş cümlelerle anlatmış. Aşağıda okuyabilirsiniz. Beni çok etkiledi, sizi de etkileyeceğini düşünüyorum : Haz ve Mutluluk… Birçok insan bu ikisini eşit görür, ama size söyleyeyim, tamamen farklı şeylerdir. Haz kısa ömürlüdür, mutluluk ise uzun ömürlüdür. Haz bedensel bir deneyimdir, mutluluk ise manevidir. Haz “almakla” ilgilidir. Mutluluk ise “vermekle”. Haz, maddelerle elde edilir, Mutluluk maddelerle elde edilemez. Haz yalnız deneyimlenir, mutluluk ise sosyal gruplar ile. Hazda aşırıya kaçmak, bağımlılığa yol açar. İster maddelerle olsun, ister davranışlarla olsun. Ama aşırı mutluluk bağımlılığı diye bir şey yoktur. Ve son olarak, en önemlisi : Haz dopamindir , mutluluk ise serotonindir. Serotonini aşağı çeken tek şey vardır. O… Okumaya Devam Et

“Dead Horse” – “Ölü At” Teoremi ve yönetim bilimindeki yeri

“Dead Horse” – “Ölü At” Teoremi ve yönetim bilimindeki yeri

“Ölü at (Dead Horse)” terimi, devam eden çabaların sonuçları değiştiremeyeceği bir durumu tanımlamak için mecazi olarak sıkça kullanılır. Bu terim, “ölü bir atı dövmek” ifadesinden türemiştir ve bu, kaybedilmiş bir dava için zaman ve enerji harcamak anlamına gelir. At sanki canlıymış gibi kırbaçlanır, ama aslında at çoktan ölmüştür. Peki bu teoremin yönetim bilimlerindeki yeri nedir? Faydasızlığı Tanıma: “Ölü bir atı dövmek” ifadesi, yöneticilere devam eden çabaların faydasız olduğunu tanımalarını hatırlatır. Bir proje veya strateji, tekrarlanan denemelere rağmen sonuç vermiyorsa, kaynakları buna yatırmayı bırakmanın zamanı gelmiş olabilir. Seçici Terk: Yönetim uzmanı Vijay Govindarajan, şirketlerin artık etkili olmayan geçmiş uygulamaları “seçici olarak terk etmeleri” gerektiğini önerir. Bu, şirketin başarısına artık katkıda bulunmayan eski yöntemleri veya projeleri belirlemek ve bırakmak anlamına gelir. Stratejik… Okumaya Devam Et

Ahmed Arif – Anadolu Şiirinden bir bölüm

Ahmed Arif’in Anadolu Şiir’inden bu bölüm , geçen gün okuduğumda çok çarpıcı gelmişti bana. Size de benzer bir duygu yaşatır mı acaba? Ben bırakayım şuraya … Öyle yıkma kendini,Öyle mahzun, öyle garip…Nerede olursan ol,İçerde, dışarda, derste, sırada,Yürü üstüne – üstüne,Tükür yüzüne cellâdın, Fırsatçının, fesatçının, hayının…Dayan kitap ileDayan iş ile.Tırnak ile, diş ile,Umut ile, sevda ile, düş ile.Dayan rüsva etme beni. …

Batık Maliyet Etkisi: Concorde Başarısızlığı

Batık Maliyet Etkisi: Concorde Başarısızlığı

İngilizce tabiri ile sunk cost (Batık maliyet) bildiğim bir terimdi. Ancak geçen günlerde bu terimin nerden geldiğini öğrendim. Aslında “Concorde Yanılgısı” veya “Concorde Yanılsaması” diye literatüre girmiş bir tabir de var. Çok detay okumak istemeyenler için 2 cümlelik özet : Geçmişteki aksiyonlarımın nedeniyle mantıksız kararlar vermeye devam etmek. Birşeye çok zaman/emek/ para harcadıkça yanlış olduğunu bildiğin halde devam etmek ve yanlış kararlar almak. Daha detayını ve Concorde şirketi ile alakasını öğrenmek isteyenler için, buyrun öğrenelim : Concorde’un (sivil havacılık tarihinde ses hızını aşan ilk ticari jet) ilk iki ticari uçuşu 21 Ocak 1976’da gerçekleşti . O gün, yaklaşık 12 yıl süren uzun bir deney süreci sona erdi ve süpersonik ticari seyahat dönemi başladı. Yirmi dört yıl sonra, 25 Temmuz 2000’de, bir Air… Okumaya Devam Et