Nereden duyduğumu tam anımsayamıyorum., Ancak zaman zaman kullandığım ve yararını da gördüğüm bir sözdür :
“Mutsuzken karar alma, mutlu iken söz verme.”
Hepimiz gün içinde farklı duygular içinde gidip geliriz. Bu duygular beden dilimize ve yüzümüze de yansır. Sonuç olarak duygularla yaşarız.
Sizce duygularımız mı bizi yönetiyor yoksa biz mi duygularımızı yönetiyoruz? Ben ikisinin de olduğunu düşünüyorum. Ancak duygularını yönetebilen kişilerin daha başarılı ve mutlu olduklarını düşünüyorum.
Mutluluk ve Mutsuzluk en önemli 2 duygu hali.
İçinde bir heyecan, bir rahatlık, bir huzur var. İşte böyle bir dönemde kim sizden birşey istese kabul edersiniz 🙂 Hatta çalışanlar patronlarını mutlu görüklerinde, “işte tam zamanı, hadi gidip isteyelim” demezler mi? Ya da genelde cuma mesai sonlarında, doğal bir mutluluk halindeyken, insanlara “pazartesi çözeceğim senin işini” demez miyiz? Halbuki pazartesi geldiğinde gerçek yoğunluk ve verdiğimiz sözler bizi beklerken
Ve tam tersi, mutsuzsunuz, herşeye lanet okuyorsunuz. Ya da hırsınız ve mutsuzluğunuz bir arada. Böyle dönemlerde doğru karar verebilme şansınız çok azken yine de karar alma eğilimindesiniz. “Lanet olsun ben bu işi değiştireceğim”, “Bu hisse senedinden zarar ettim, bir de şunu deneyeyim”,
Bu 2 duygu halindeyken vereceğiniz sözler ve alacağınız kararlar “Gelecekteki sizi” yakından ilgilendiriyor.
O nedenle, bir nefes alın. Ve izole edilmiş duygularınızla düşünün.
Yararını göreceksiniz